20 Şubat 2012 Pazartesi



ÖLÜME BEŞ KALA DUYULAN PİŞMANLIĞIN SEFALETİ
Hayat var olma ve ayakta kalabilme mücadelesidir. Bütün canlılar bu ortak dürtüyle hareket eder. Asıl sorulması gereken soru, neden diğer canlılardan daha agresif bir dürtüyle bu mücadelede yer aldığımızdır.

İnsan türünün temel sorunu ihtiyacının üzerinde sahip olma arzusudur. Bu da insanları hep daha fazlasını elde etmek için çalışmaya (mücadeleye)  iten bir etken. Böylece büyük yarış başlıyor.

Bu arzu bazen öyle çılgınca ortaya çıkıyor ki, ancak ölmeye yaklaştığımızda yaşamayı unuttuğumuzu hatırlıyoruz. Büyük hayaller kuruyor, büyük hayal kırıklıkları yaşıyoruz. Sahip olduklarımızla başkalarını ezip, sahip olamadıklarımızla eziliyoruz. Bütün bu hengamede ne mutlu olabiliyoruz ne de mutlu edebiliyoruz. Hepimiz bizi yoran ve ruhumuzu eriten bir hırlaşma ortamında yaşıyoruz. Kim galip kim malup anlayamıyoruz. Koca bir ömür tükenip gidiyor.
Ve sona geldiğimizde yorgun düşen ruhumuz yaşamımızın muhasebesini yaptırıyor bize. Keşkelere başlıyoruz o zaman...

Not: Hepinize yaşam muhasebesi yapmayı gerektirmeyecek bir son diliyorum.

Biraz Düşünelim

Yoksa insan hayatı, Schopenhauer' un dediği gibi '' yenileceğinden hiç şüphe etmeksizin, var olmaya çalışmak için harcanmış bir çaba''dan başka birşey değil mi?

                                                                                                                                                            ALINTIDIR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder